Raspberry Pi’yi aldınız, elinizde duruyor ama ne yapacağınızı bilmiyor musunuz? Merak etmeyin, yalnız değilsiniz! Ben de ilk aldığımda öyleydim. Sanki sihirli bir kutu gibiydi ama içini nasıl dolduracağımı bilemiyordum. Neyse ki bu küçük bilgisayarların işletim sistemlerini kurmak, düşündüğümüzden çok daha kolaymış. Bugün size, Raspberry Pi’nize nasıl hayat vereceğinizi, yani Raspberry Pi OS’u (eskiden Raspbian olarak biliniyordu) adım adım nasıl kuracağınızı anlatacağım. Hazırsanız, bu minik canavarı çalıştırma macerasına başlayalım!
Raspberry Pi OS, Raspberry Pi için özel olarak tasarlanmış, Debian tabanlı ücretsiz bir işletim sistemi. Yani sanki bir arabanız var ama ona uygun yakıtı koymanız gerekiyor gibi düşünebilirsiniz. Bu işletim sistemi sayesinde Pi’nizle internete girebilir, kodlama yapabilir, oyunlar oynayabilir ve daha aklınıza gelebilecek her şeyi yapabilirsiniz. Hatta benim gibi eski blog yazarıysanız, belki yeni projelerinize de ilham verir, kim bilir?
Peki, bu kurulum için neler lazım? Aslında çok karmaşık bir şey değil. Bir Raspberry Pi kartı (tabii ki!), bir SD kart (en az 8GB öneririm, 16GB daha rahat olur), bir SD kart okuyucu, bir bilgisayar (Windows, Mac veya Linux fark etmez), bir güç adaptörü ve bir ekran (monitör veya televizyon) ile HDMI kablosu. Eğer kablosuz klavye ve fare kullanacaksanız, daha da rahat edersiniz. Hani bazen bir projeye başlarsın da aklına gelmeyen bir şey çıkar ya, işte bu başlangıç ekipmanı da tam olarak öyle bir şey. Neyse, temel malzemeler bunlar.
İlk adım, işletim sistemini SD karta yazmak. Bunun için Raspberry Pi Vakfı’nın kendi aracı var: Raspberry Pi Imager. Bu, işleri inanılmaz derecede kolaylaştırıyor. Sadece programı bilgisayarınıza indirip kurmanız yeterli. Hani bazen bir şeyi kurmak için saatlerce uğraşırsın ya, bu programla o dertler bitiyor. İndirdikten sonra programı açın ve ‘Choose OS’ (İşletim Sistemi Seç) kısmından Raspberry Pi OS’u seçin. Sonra da ‘Choose Storage’ (Depolama Seç) kısmından SD kartınızı seçiyorsunuz. İşte bu kadar basit!
Programı açtıktan sonra karşınıza böyle bir ekran gelecek. Kırmızı ile işaretlediğim yerlerden işletim sistemini ve SD kartınızı seçiyorsunuz. Bu arada, Raspberry Pi OS’un Lite sürümü de var. Eğer siz de benim gibi sadece komut satırından iş yapmayı seviyorsanız, Lite sürümü tercih edebilirsiniz. Ama ben başlangıç için masaüstü ortamı olanı tavsiye ederim, daha görsel oluyor yani. Hani ilk defa bir ülkeye gidince harita olmadan dolaşmak gibi düşünün, Lite sürümü biraz öyle. Ama masaüstü ortamı olanı seçerseniz, sanki yanınızda bir navigasyon cihazı var gibi oluyor, nereye gittiğinizi daha iyi anlıyorsunuz. Sanırım bu analoji biraz garip oldu ama neyse, anladınız siz 🙂
İşletim sistemini seçtikten sonra ‘Write’ (Yaz) butonuna tıklıyorsunuz. Program sizden SD karttaki her şeyin silineceğini söyleyecek. Emin misiniz diye soruyor. Evet, eminiz diyoruz ve bekliyoruz. Bu işlem biraz zaman alabilir, SD kartın hızına ve bilgisayarınızın performansına göre değişir. Genelde 10-20 dakika sürer sanırım. Sabırlı olun, sonunda minik Pi’niz çalışmaya hazır olacak!
Yazma işlemi bittikten sonra SD kartı bilgisayarınızdan güvenli bir şekilde çıkarıp Raspberry Pi’nize takın. Ardından HDMI kablosuyla ekranınıza, USB kablosuyla da klavyenizi ve farenizi bağlayın. Son olarak, güç adaptörünü takarak Raspberry Pi’nizi çalıştırın. İşte o an! İlk defa çalıştırdığınızda, sistem birkaç ayar yapmanızı isteyecek. Ülke, dil, saat dilimi gibi temel bilgileri girmeniz gerekiyor. Bu adımları da tamamladıktan sonra karşınıza Raspberry Pi OS’un masaüstü gelecektir. Ne güzel değil mi?
Raspberry Pi OS’u kurarken internet bağlantısını ayarlamak da önemli. Wi-Fi şifrenizi girmeniz gerekecek. Eğer Ethernet kablosu kullanıyorsanız, o zaten otomatik bağlanır diye tahmin ediyorum. Ben genelde Wi-Fi tercih ediyorum, daha derli toplu oluyor kablolarla uğraşmak istemiyorum açıkçası. Ama Ethernet de daha stabil bir bağlantı sunar, bu da bir gerçek.
Bu arada, ilk kurulumda bazı ek ayarlar yapmanız gerekebilir. Örneğin, ekran çözünürlüğünü ayarlamak veya ses çıkışını yapılandırmak gibi. Genelde bu ayarlar otomatik olarak yapılır ama bazen sorun yaşayabiliyorsunuz. O durumda da terminali açıp komutlarla halledebilirsiniz. Hani bazen bir telefon alırsın ya, ilk açılışta biraz uğraştırır ama sonra kendi zevkine göre ayarlarsın, işte bu da öyle bir şey.
Eğer siz de benim gibi komut satırına (terminal) aşina değilseniz, başlangıçta biraz çekinebilirsiniz. Ama inanın ki Raspberry Pi OS’u kullanmanın en güçlü yollarından biri terminaldir. Örneğin, paketleri güncellemek için şöyle bir komut kullanırız: `sudo apt update && sudo apt upgrade`. Bu komutlar, sisteminizdeki tüm yazılımları güncel tutar. Hani bazen bir uygulamayı açarsın da ‘Güncelleme mevcut’ diye bir uyarı gelir ya, işte bu komutlar o güncellemeleri yapar. Açıkçası, bu komutları öğrenmek size çok şey kazandırır.
Raspberry Pi OS’un kurulu olduğu SD kartı yedeklemek de bence çok önemli bir adım. Bir sorun çıktığında veya sistemi yeniden kurmak istediğinizde, bu yedeği kullanarak kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Bunun için de yine Raspberry Pi Imager gibi araçları veya Etcher gibi farklı yazılımları kullanabilirsiniz. Hani bazen bilgisayarınızdaki önemli dosyaları harici diske yedeklersiniz ya, bu da tam olarak onun gibi bir şey. Kendi projeleriniz için de bu tür yedeklemeler hayat kurtarır.
Kurulum bu kadar aslında. Sonuç olarak, Raspberry Pi OS’u kurmak düşündüğünüz kadar zor değil. Sadece birkaç basit adımı takip ederek bu minik bilgisayarınıza hayat verebilirsiniz. Şimdi sıra sizde, hayal gücünüzü kullanarak bu küçük ama güçlü cihazla neler yapabileceğinizi keşfedin!
Bu arada, Raspberry Pi ile ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz, Raspberry Pi Vakfı’nın resmi web sitesine göz atabilirsiniz. Orada kurulum rehberleri, proje fikirleri ve topluluk forumları gibi pek çok kaynak bulabilirsiniz. Ben de ilk başladığım zamanlarda oradaki rehberlerden çok faydalanmıştım. Hani bazen bir konuda takılırsın da yardım alacak kimse bulamazsın ya, işte orası sizin için bir nevi yardım eli olabilir. Raspberry Pi‘nin kendi sitesi gerçekten harika bir kaynak.
Sonuç olarak, Raspberry Pi OS’u SD karta yazmak ve ilk kurulumu yapmak oldukça basit. Bu ilk adımı attıktan sonra, gerisi sizin yaratıcılığınıza kalmış. Belki bir medya merkezi kurarsınız, belki bir ev otomasyon sistemi, belki de sadece bir oyun konsolu emülatörü. Seçenekler sonsuz işte, ne güzel değil mi?
Bu arada, bu benim ilk Raspberry Pi kurulumum değildi. Hatta ilk aldığımda biraz ürkütücü gelmişti ama sonra baktım ki aslında pek de öyle değilmiş. Hatta geçenlerde bir arkadaşımın Pi’sini kurarken de bu adımları tekrar uyguladım ve ne kadar hızlı ilerlediğimi gördüm. Eskiden daha çok uğraştırıyordu galiba ama şimdi Imager programı sayesinde çok daha pratik olmuş.
Benim bu kurulumu yaparken yaşadığım ufak bir aksilik vardı sanırım. SD kartı taktıktan sonra ilk açılışta bir hata aldım. Ekran karardı, bir şeyler yazdı ama ne olduğunu tam anlayamadım. Meğersem SD kart tam oturmamış. Tekrar çıkarıp taktım ve düzeldi. Hani bazen bir şeyi takmaya çalışırsın da tam oturmaz ya, işte öyle bir şey oldu benim de başıma. Basit bir temas sorunuymuş yani 🙂
Neyse efendim, umarım bu rehber Raspberry Pi OS kurulumu konusunda size yardımcı olmuştur. Artık siz de kendi küçük bilgisayarınızın başına geçip dilediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Başarılar dilerim!
Bu arada, bu yazı işini bitirdiğimde aklıma geldi. Geçenlerde eşimle, çocuğumla Bursa’da Uludağ’a çıktık. Hava buz gibiydi ama manzara harikaydı. Çıktığımız tepede oturmuş sıcak çikolatamı yudumlarken, elimdeki Raspberry Pi Zero ile ne yapsam diye düşünüyordum. Belki kamp için küçük bir hava durumu takip cihazı falan yaparım diye aklımdan geçti. Tam o sırada telefonumun şarjı bitti ve şarj cihazım da yanımda yoktu! İşte o an, o küçük Pi’nin bir güç bankası olarak kullanılabileceğini fark ettim. Birkaç kablo ile basit bir güç kaynağına dönüştürebilirdim sanırım. Keşke o an yanımda uygun parçalar olsaydı da deneseydim. Neyse, bir sonraki kamp gezisinde aklımda bir proje daha var artık! Bu da benim küçük teknik ‘fail’ anım olsun 🙂