Bu aralar bilgisayar toplama veya yükseltme işlerine girenler bilir, konu işlemci olunca akla gelen ilk markalardan biri AMD oluyor. Hani eskiden Intel’in devri vardı ya, şimdi işler biraz daha karıştı ve AMD resmen sahaya bomba gibi düştü. Özellikle Ryzen serisiyle yaptıkları çıkış, birçok teknoloji severin yüzünü güldürdü. Ben de yıllardır bu işlerin içindeyim, C# ile REST API’ler yazıyorum, elektronik devreler tasarlıyorum, e halimle bilgisayar donanımına da şöyle bir gözüm hep takılı kalır.
Neticede, işlemci seçimi gerçekten de can alıcı bir nokta. Bilgisayarın beyni gibi düşünün bunu. Hani bir araba alırken motoruna ne kadar dikkat ediyorsak, bilgisayarda da işlemci aynı şey. Hatta belki daha da önemli. Çünkü işlemci ne kadar iyiyse, bilgisayarın genel performansı o kadar artıyor, oyunlar daha akıcı oluyor, programlar daha hızlı açılıyor. Tabi, sadece işlemciyle olmuyor bu işler, ekran kartı da var, RAM de var derken iş çorap söküğü gibi ilerliyor. Ama işin temelinde bu işlemci yatıyor işte.
AMD’nin Ryzen serisi, çıktığı ilk günden beri beni de heyecanlandıran bir seri oldu. Özellikle o ilk nesil Ryzen’lar, hani fiyat performans canavarı dedikleri türden. Intel’in o zamanki işlemcilerine kafa tutuyordu resmen. Hatta bazı konularda daha da iyiydi sanırım. Bu arada, ben de zamanında öyle bir bilgisayar toplamıştım ki, fiyatına göre performansı inanılmazdı. Sanırım o zamanlar 3-4 bin TL civarı bir bütçeyle toplanmıştı ama oyunlarda bana mısın dememişti.
Peki, bu kadar popüler olmalarının sebebi neydi tam olarak? Aslında birkaç temel sebebi var. Birincisi, fiyat politikası. AMD, genellikle Intel’den daha uygun fiyatlı işlemciler sundu. Yani aynı performansı daha ucuza alabiliyordunuz. Bu da bütçesi kısıtlı olanlar için harika bir seçenekti. Hani bazen öyle oluyor ki, istediğin bir şeyi almak istiyorsun ama fiyatı görünce vazgeçiyorsun ya, işte AMD o noktada devreye girip ‘hadi bakalım, sana da olur’ demiş gibi.
İkinci olarak, performans. Özellikle çok çekirdekli performansta AMD, Intel’i zorlamayı başardı. Render alma, video düzenleme, çoklu görev çalıştırma gibi işlemlerde Ryzen işlemciler gerçekten fark yaratıyordu. Mesela benim bir arkadaşım, render işleri için topladığı bilgisayarda Ryzen 7 kullanmıştı ve sonuçlar inanılmazdı. Eskiden saatler süren render’lar, onun bilgisayarında yarı yarıya azalıyordu galiba. Ne güzel değil mi?
Bu arada, AMD’nin burada yaptığı en akıllıca hamlelerden biri de AM4 soketini uzun süre desteklemesi oldu. Yani siz bir AM4 anakart aldığınızda, zamanla çıkan yeni nesil Ryzen işlemcilere de kolayca geçiş yapabiliyordunuz. Bu, kullanıcılara büyük bir esneklik sağladı. Hani bir kere anakart alıp, ilerleyen zamanlarda sadece işlemciyi yükseltmek gibi bir şansınız oluyordu. Bu da maliyeti ciddi şekilde düşürüyordu aslında. Benim de eski bir sistemim vardı, sadece işlemciyi değiştirdim ve bilgisayar resmen uçtu sanırım.
Tabi, her şey güllük gülistanlık değildi. AMD’nin ilk nesil Ryzen’larında bazı uyumluluk sorunları yaşanabiliyordu. Özellikle bazı eski oyunlarda veya programlarda performans düşüklüğü veya çökme gibi durumlar olabiliyordu. Ama bunlar zamanla güncellemelerle giderildi. Şöyle düşünün, ilk çıktığında bazı şeyler tam oturmamış olabilir ama sonra toparladılar işi. Hani bazen bir ürün ilk çıktığında ufak tefek kusurları olur ya, ama zamanla bambaşka bir şeye dönüşür. İşte AMD’nin hikayesi de biraz böyleydi sanırım.
Şimdi gelelim günümüzdeki duruma. Ryzen 5000 serisi ve yeni çıkan Ryzen 7000 serisi işlemcilerle AMD, performans tahtında iyice yerini sağlamlaştırdı. Özellikle 5800X3D gibi işlemciler, oyun performansı konusunda adeta bir canavar. Hani eskiden oyun için illa Intel’in üst seviye işlemcisi olacak diye bir algı vardı ya, artık o algı iyice kırıldı. Hatta benim bildiğim bazı yayıncılar, artık AMD işlemcileri tercih ediyor.
Peki, gelecekte ne olacak? AMD’nin yol haritası oldukça iddialı görünüyor. Yeni mimariler, daha yüksek çekirdek sayıları, daha gelişmiş teknolojiler… Hani bazen geleceği tahmin etmek zor olur ya, ama AMD’nin bu alanda ne kadar istekli olduğunu görmek heyecan verici. Bu arada, ilerleyen zamanlarda gömülü sistemlerde de AMD’nin daha fazla yer alacağını düşünüyorum. Kendi tasarladığım kartlarda bazen ARM tabanlı işlemciler kullanıyorum ama AMD’nin bu alana girmesi, rekabeti daha da kızıştıracaktır sanırım.
Şimdi size basit bir kod örneği göstermek istiyorum. Bu, bir C# API’sinde basit bir POST isteğiyle veri gönderme örneği. Hani bazen Vue.js gibi bir frontend’den backend’e veri göndermeniz gerekir ya, işte bu kod o mantıkla çalışıyor. Ben genelde Dapper ile PostgreSQL veya MySQL veritabanlarına bağlanıyorum, bu örnekte de basit bir `Ok()` ile başarıyı döndürüyoruz. Gerçek bir senaryoda buraya veritabanı işlemleri falan eklenir tabi. Ama temel mantık bu. Kodun işleyişini aşağıda anlatacağım ama önce bir bakalım.
[HttpPost("kullanici")] public async Task PostKullanici(KullaniciModel kullanici) { // Burada kullanici nesnesiyle veritabanı işlemleri yapılır. // Örneğin, Dapper ile PostgreSQL'e kaydedilir. // _dbConnection.ExecuteAsync("INSERT INTO Kullanicilar (Ad, Soyad) VALUES (@Ad, @Soyad)", kullanici); // Başarılı olursa 200 OK döneriz. return Ok(new { Message = "Kullanıcı başarıyla eklendi." }); }
public class KullaniciModel { public string Ad { get; set; } public string Soyad { get; set; } }
Yukarıdaki kodda, `[HttpPost(“kullanici”)]` attribute’ü bu metodu `/api/kullanici` gibi bir URL’ye gelen POST isteklerine yanıt verecek şekilde işaretliyor. `KullaniciModel` ise gelen veriyi temsil ediyor. Hani bazen JSON olarak gönderilen veriyi doğrudan bir nesneye map etmek istersin ya, işte o işi bu class yapıyor. Metodun içine baktığımızda, `_dbConnection.ExecuteAsync` gibi komutlarla veritabanına kayıt yapacağımızı varsaydık. Gerçek projelerimde bu gibi işlemler için Dapper veya Entity Framework Core kullanıyorum, ikisi de işini iyi yapıyor aslında.
Şimdi gelelim bu işin en kritik noktalarından birine: Kodun doğru çalışıp çalışmadığını anlamak ve olası hataları gidermek. Yanlış yaptığımızda ne olur, doğru yaptığımızda ne olur? Kendi programım sınıfta kaldı :)) Ama bu örnek için şöyle bir karşılaştırma yapalım. Diyelim ki `KullaniciModel`’i doğru tanımlamadık veya `_dbConnection`’ı doğru bir şekilde initialize etmedik. İşte o zaman `NullReferenceException` gibi tatsız tuzsuz hatalarla karşılaşırız.
Doğru bir senaryoda ise, gelen `kullanici` nesnesini alıp, veritabanına kaydedip, ardından kullanıcıya bir başarı mesajı döndürürüz. Bu, hem geliştirici hem de kullanıcı için en iyi sonuçtur. Hani bazen öyle bir kod yazarsın ki, çalışır ama ne olduğunu sen de tam anlamazsın ya, işte bu örnek öyle değil. Gayet net, anlaşılır ve işini yapan bir kod parçası. Bu arada, bu tür API geliştirmeleri için Microsoft’un kendi dokümantasyonlarına bakmak da faydalı olabilir. Hani bazen en iyi kaynaklar kendi yapımcılarından çıkar.
Sonuç olarak, AMD’nin işlemci dünyasındaki yeri tartışılmaz. Fiyat, performans ve uzun süreli soket desteği gibi avantajlarıyla birçok kullanıcının tercihi olmaya devam ediyor. Gelecekte de bu yarışın kızışarak devam edeceğini düşünüyorum. Hatta belki de yakında mobil cihazlarda da AMD’nin daha çok ismini duyacağız kim bilir? Teknoloji sürekli ilerliyor sonuçta. Biz de bu ilerlemeye ayak uydurmaya çalışıyoruz işte.
Bu arada, eğer siz de bir sistem topluyorsanız veya yükseltiyorsanız, AMD’nin güncel Ryzen işlemcilerine mutlaka bir göz atın derim. Performansları gerçekten etkileyici. Mesela yeni çıkan Ryzen 7000 serisi, DDR5 RAM ve PCIe 5.0 desteğiyle geliyor, bu da geleceğe dönük bir yatırım anlamına geliyor sanırım. Şöyle bir araştırma yapacak olursanız, en güncel modelleri ve fiyatlarını Google’da rahatlıkla bulabilirsiniz. Ne güzel değil mi?
Teknoloji dünyası her zaman hareketli. Bir bakıyorsunuz AMD önde, bir bakıyorsunuz Intel arayı kapatmış. Bu rekabet de biz kullanıcılara yarıyor aslında. Daha iyi ürünler, daha uygun fiyatlar derken teknolojiye ulaşmak daha kolaylaşıyor. Hani bazen öyle şeyler oluyor ki, 10 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz performanslar artık cebimizde veya masamızda.
Son olarak, eğer bu konularda daha fazla detay öğrenmek isterseniz, YouTube’da birçok test videosu bulabilirsiniz. Orada işlemcilerin gerçek dünya performanslarını görebilirsiniz. Ben de bazen öyle videolar izlerim, hem bilgi ediniyorum hem de keyif alıyorum.
Unutmayın, teknoloji sürekli gelişiyor ve en doğru kararı vermek için biraz araştırma yapmak her zaman iyidir. Hani bazen hemen karar vermek istersin ama sonra pişman olursun ya, işte öyle değil. Biraz zaman ayırıp okuyunca, izleyince en doğrusunu bulursun bana göre.