İçeriğe geç

PostgreSQL Kurulumu: Windows, Linux, macOS Rehberi

Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ederken, veritabanı dünyasına yeni adım atmaya çalışan birinin en çok takıldığı noktalardan birinin de veritabanı kurulumları olduğunu fark ettim. Hani ilk başlarda her şey çok karışık gelir ya, işte tam da öyle bir durum. Kendi ilk kurulum deneyimlerimi düşündüm de, epey bir ter dökmüştüm sanki. Özellikle o komut satırları yok mu, insanı biraz ürkütüyor başta. Ama aslında o kadar da göz korkutucu değilmiş, birkaç denemeden sonra insan alışıyor.

Hatırlıyorum da, ilk proje denemelerimden birinde bir veritabanına bağlanmam gerekiyordu. Dedim ki, ‘Ne uğraşacağım şimdi, kurayım bari kendi lokalimde.’ Linux kurdum önce, sonra üstüne PostgreSQL… Aman Allah’ım, sanki uzay mekiği fırlatıyorum! Komutlar, hata mesajları, sanki hepsi birbiriyle anlaşıp beni engellemeye çalışıyordu. Ama sonunda başardım, o ilk çalıştırma anının verdiği tatmin bambaşkaydı. İşte o yüzden, bu kurulum işini biraz daha kolaylaştırmak adına, gelin hep beraber adım adım bakalım ne yapıyoruz, ne ediyoruz.

PostgreSQL, açık kaynak dünyasının süperstarlarından biri. Hem güçlü, hem esnek, hem de ücretsiz olmasıyla gönülleri fethediyor. Hani derler ya ‘hem ucuz hem kaliteli’, işte PostgreSQL de tam olarak öyle bir şey. Çoğu web uygulaması, veri analizi projesi hatta oyun geliştirme bile bu sağlam veritabanı üzerinde dönüyor. Bu kadar popüler olmasının bir sebebi var tabii ki. Performansı, güvenilirliği ve geniş özellik setiyle çoğu profesyonelin gözdesi olmayı başarmış durumda.

Neticede, bir veritabanına ihtiyacınız varsa ve ne kuracağınızı bilmiyorsanız, PostgreSQL ilk aklınıza gelmesi gerekenlerden biri olmalı. Tabi, illa en popüler olanı seçmek zorunda değilsiniz ama başlarken size harika bir temel sunacağını düşünüyorum. Üstelik, her işletim sisteminde çalışıyor olması da büyük bir artı. Yani Windows kullanıcısıysanız da, Linux seviyorsanız da, hatta macOS hayranıysanız da dert etmenize gerek yok. Her yerde sizi karşılıyor.

Şimdi gelelim kurulum kısmına. Üç ana platform için de kısaca değineceğim. Linux’ta işler genellikle daha hızlı oluyor, özellikle paket yöneticileri sayesinde. Ubuntu veya Debian tabanlı sistemlerde `sudo apt install postgresql postgresql-contrib` komutuyla işin büyük kısmını halledebiliyorsunuz sanırım. Sonrası zaten daha basit hale geliyor. Ama tabi, her zaman olduğu gibi, bazı ince ayarlar gerekebilir.

Windows tarafında ise işler biraz daha görsel. Genellikle bir indirme yöneticisi veya .exe dosyasıyla karşılaşıyorsunuz. Kurulum sihirbazı sizi yönlendiriyor. Kullanıcı adı, şifre gibi temel bilgileri giriyorsunuz ve tıkır tıkır kuruluyor. Gerçi ben bazen o sihirbazları atlayıp doğrudan komut satırı ile devam etmeyi tercih ediyorum, daha hızlı geliyor bana nedense. Ama yeni başlayanlar için o görsel arayüzler gerçekten büyük kolaylık sağlıyor, bunu da kabul etmek lazım.

macOS’a gelince, orası da kendi içinde farklılıklar gösterebiliyor. Homebrew gibi paket yöneticilerini kullanmak en pratik yol genelde. Ama isterseniz resmi sitesinden de indirebilirsiniz. Sonuç olarak, hangi işletim sistemini kullanırsanız kullanın, PostgreSQL’i kurmak artık eskisi kadar zor değil. İnternette bolca kaynak var, yeter ki biraz sabır ve merakla yaklaşın.

Linux’ta kurulumu daha da basitleştiren şeylerden biri de sistemle entegrasyonu. Mesela, varsayılan olarak `postgres` adında bir kullanıcı oluşturuyor ve tüm ayarlamaları onun üzerinden yapabiliyorsunuz. Bu da güvenlik açısından iyi bir özellik bence. Tabii, kendi kullanıcılarınızı da oluşturup yetkilendirmeler yapabilirsiniz, o da ayrı bir konu.

Windows’ta ise kurulum sırasında genellikle bir “Servis” olarak çalışacak şekilde ayarlanıyor PostgreSQL. Yani bilgisayarınızı başlattığınızda otomatik olarak çalışmaya hazır hale geliyor. Bu da demek oluyor ki, siz programı açıp kapatmakla uğraşmadan veritabanınız hep aktif kalabiliyor. Çok pratik değil mi? Hani bazen unutuyoruz ya programı kapatmayı, işte bu durum onu da ortadan kaldırıyor.

Gerçi, bu kadar kolaylığın yanında bazı karmaşıklıklar da yok değil. Özellikle ağ üzerinden erişim ayarlamaları, güvenlik duvarı yapılandırmaları gibi konular biraz daha derinlemesine bilgi gerektirebiliyor. Ama başlangıç seviyesinde, lokalde kendi kendine kullanacaklar için bu temel kurulumlar genelde yeterli oluyor.

Şimdi gelelim koda. Madem bu bir kurulum rehberi, işin içine biraz da kod katalım ki daha anlaşılır olsun. Özellikle kurulum sonrası ilk adımlardan biri olan veritabanı oluşturma ve tablo ekleme işlemini basit bir örnekle görelim. Düşünün ki, bir e-ticaret sitesi için kullanıcı bilgileri tutacağız. Çok basit bir tablo oluşturalım.

Linux veya macOS’ta komut satırından `psql` ile bağlanıp şu komutları girebiliriz:

-- Yeni bir veritabanı oluştur CREATE DATABASE e_ticaret;

-- Oluşturduğumuz veritabanına bağlan \c e_ticaret;

-- Kullanıcı tablosunu oluştur CREATE TABLE kullanicilar ( kullanici_id SERIAL PRIMARY KEY, kullanici_adi VARCHAR(50) NOT NULL UNIQUE, eposta VARCHAR(100) NOT NULL UNIQUE, kayit_tarihi TIMESTAMP DEFAULT CURRENT_TIMESTAMP );

-- Bir kayıt ekleyelim INSERT INTO kullanicilar (kullanici_adi, eposta) VALUES ('mehmetali', 'mehmetali@example.com');

-- Kayıtları görelim SELECT * FROM kullanicilar;

Windows’ta da benzer şekilde, eğer pgAdmin gibi bir arayüz kurduysanız, oradan da bu komutları rahatlıkla çalıştırabilirsiniz. Ya da komut satırından `psql -U postgres` gibi bir komutla bağlanıp yukarıdaki SQL komutlarını girebilirsiniz. Aslında o `SERIAL PRIMARY KEY` olayı da güzelmiş, her seferinde ID’yi elle girmeme gerek kalmıyor.

Şimdi bu kodun bize ne faydası var derseniz; aslında temel bir veritabanı işleyişini gösteriyor. `CREATE DATABASE` ile veritabanımızı oluşturduk, `\c` ile ona bağlandık, `CREATE TABLE` ile yapısını belirledik ve `INSERT` ile içine veri ekledik. Son olarak `SELECT` ile de eklediğimiz veriyi çektik. Ne kadar basit değil mi? Hani bazen işin kendisi değil de, onu yapma fikri insanı ürkütüyor ya, işte bu da öyle bir şey. Bu küçük adımla PostgreSQL’in ne kadar kullanışlı olabileceğini görebiliriz.

Bu arada, bazen kurulum sırasında `postgres` kullanıcısının şifresini unutmak gibi küçük aksilikler yaşanabiliyor. O zamanlarda ne yapmalı? Aslında çok basit bir yolu var. Linux’ta `sudo -i -u postgres` komutuyla `postgres` kullanıcısına geçip, sonra `psql` komutuyla veritabanına bağlanıp `ALTER USER postgres PASSWORD ‘yeni_sifreniz’;` komutuyla şifreyi değiştirebilirsiniz. Tabii, bunun için biraz sistem bilgisi gerekiyor ama internette bununla ilgili bolca rehber bulabilirsiniz. Mesela Google’da aratınca bir sürü sonuç çıkıyor.

Sonuç olarak, PostgreSQL kurulumu gözünüzde büyüttüğünüz kadar zor değilmiş, değil mi? Hangi işletim sistemini kullanırsanız kullanın, küçük bir araştırma ve biraz sabırla bu işin üstesinden gelebilirsiniz. Önemli olan ilk adımı atmak ve denemekten çekinmemek. Unutmayın, herkes bir zamanlar sizin gibi yeni başlıyordu. Bu arada, merak edenler için PostgreSQL’in resmi sitesine de şuradan göz atabilirsiniz: postgresql.org. Orada daha detaylı kurulum bilgileri ve dokümantasyonlar mevcut. Hadi bakalım, kolay gelsin!